osmtarihim

Bitlis

El Aman Kervansarayı (Bitlis)





 

 

El Aman Kervansarayı, Bitlis-Tatvan-Muş yolu ayrımında Rahva düzlüğü denilen yerde bulunmaktadır. Rahva Düzlüğü kış aylarında kervanlar için tehlikeli bir yerdi. Bu nedenle de kervansaray oldukça geniş bir arazide kurulmuştur. XVI. yüzyılda Van Beylerbeyi Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kervansarayın ne zaman yapıldığını içeren bir kitabe günümüze ulaşamamıştır. Bu kervansaray Anadolu’nun en büyük ve eski kervansaraylarından birisidir.

Kervansaray avlu ile birlikte, 90 x 70 m uzunluğunda, beş ayrı bölümden oluşmaktadır. Kervansarayın batı bölümündeki kalın, kesme taş duvarlı bölüm adeta bir ribat (yol güzergahlarında askeri amaçlı küçük kale) görünümündedir. Silindirik payandalarla desteklenin bu bölüm yapının en eski bölümüdür.

Kervansaray doğ batı doğrultusunda iki sıra halinde iki sıra halinde üçerden altı paye ile üç nefe ayrılmıştır. Bu mekanların üzeri beşik tonozlarla örtülmüştür. Bu bölümün dışarıya açılan pencereler adeta birer mazgal görünümündedir.

Kervansarayın güney bölümü diğer taraflardan farklı olarak beş dikdörtgen hücreli olup bunlar da birer kapı ile avluya açılmaktadır. Bu hücrelerin güney kenarının ortasında da birer pencere,batı duvarlarında da birer ocak bulunmaktadır. Bu hücrelerin üzeri de dikey sivri kemerlerle örtülmüştür.

Kervansarayın ikinci bölümünü oluşturan kapalı mekan birinci yapının kuzey doğu köşesindedir ve ondan daha yüksek , daha geniş ve aydınlıktır. Kuzey duvarı diğer duvarların iki katı kalınlığındadır ve aynı zamanda , dıştan her kenardaki ikişer payanda ile desteklenmiştir. Bu bölüm avlu duvarı ile birleşerek daha değişik bir plan göstermektedir. Doğu batı yönünde iki sıra halinde, her sırada dört paye ve beş sivri kemerle üç uzun nef meydana getirmektedir. Birinci kısımdan daha büyük olan bu bölüm tonozlarla üstü örtülmüştür. Burada da mazgal pencereler duvarlara sıralanmıştır.

Güney kenardaki büyük bir kapı ,kervansarayın haçvari bölümüne açılmaktadır. Avlunun batı kenarı ortasında büyük sivri kemerli ve sivri tonozlu giriş eyvanı doğu batı uzantısında uzun bir koridor görünümündedir. Bu koridorun ortasında bulunan yüksek kubbeli kare bölüm dört bir yandaki eyvanlarla haçvari bir plan görünümündedir. Burasının kuzeyindeki eyvan kervansarayın kapalı kısmına,güney eyvanı arasta çarşısı denilen yere açılmaktadır. Kubbeli mekanın çevresindeki eyvanlar aynı büyüklükte değildir. Bunların en büyüğü giriş kısmında bulunan eyvandır. Burası da sivri kemerli bir tonozla takviye edilmiştir. Bu bölümün karşısında,kervansarayın batısındaki eyvan oldukça uzun olup birinci kapalı kısma açılmaktadır. Batı eyvanının kuzeyindeki hücreler kervansarayın ikinci kapalı kısmına açılmaktadır.Bunun da üzeri beşik tonozla örtülmüştür.

Kervansarayın güneydeki eyvanı, en küçük eyvan olup güneydeki bölümleri kervansarayın diğer bölümlerinden ayırmaktadır.Buradaki güney eyvan genişliğinde, beşik tonoz örtülü bir koridor ortadan sivri bir kemerle ikiye ayrılmıştır. Bu koridorun doğusunda üç, batısında da dört ayrı hücre bulunmaktadır.

Ana girişin güneyindeki bir kapı ile içerisine girilen kare hücre mescit olarak kullanılmıştır.
Girişin kuzeyindeki hücreler diğer bölümlerden tamamen ayrılmış durumdadır ve iki katlıdırlar. Bunların kervansaraya gelen hatırlı kişilere ayrıldığı sanılmaktadır. Avludaki bir merdiven kervansarayın gözetleme kulesine çıkışı sağladığı sanılmaktadır.

Kervansarayın dördüncü bölümü avlunun güneyindeki hamam ve ona bitişik hücreleri oluşturmaktadır. Asıl yapıdan daha küçük ve daha alçak olan bu kısmın da avluya çıkışı sağlayan bir koridor ile ona dikey dört hücreden oluşmaktadır. Koridorun batısında, girişin yanına rastlayan kısımda beşik tonozlu iki hücre daha bulunmaktadır. Bunların helalar olması kuvvetle muhtemeldir.

Kervansarayın üst örtüsü bütünüyle tonozlarla örtülü olup bu tonozlarda taş ve tuğla birlikte kullanılmıştır.Bunların arasında bir insanın geçebileceği deliklerin bulunuşu dikkat çekicidir. Ancak bunların ne amaçla yapıldığı bilinmemektedir



Ahlat Mezar Taşları





 

Ahlat, Urartulardan Osmanlı dönemleri de dahil olmak üzere çeşitli devletlerin ve beyliklerin yönetiminde kalmıştır. Bunun yanı sıra Ahlat, mezar taşları ile ünlü bir yerleşim alanıdır. Gömülerin üzerine taş koymak tarih öncesi devirlere kadar inen bir gelenektir. Bu nedenle Anadolu’ya yerleşen çeşitli topluluklar, bu geleneğe bağlı kalmışlardır. Bunun sonucu olarak da kendilerine özgü biçimleri olan, plastik değerde mezar taşları Ahlat’ta da yapılmıştır.

Doğu Anadolu’da, Akkoyunlu ve Selçuklular dönemlerinde koyun, koç ve atlardan oluşan mezar taşlarına rastlanmıştır. Bunun yanı sıra , çeşitli taşlar mezar veya mezar anıtı olarak dikilmişlerdir.

Ahlat, Orta Çağın ekonomik yönden en zengin yerleşim yerlerinden biri olmasından ötürü burada 3-4 m yüksekliğinde mezar taşları yapılmıştır Bu taşlar Ahlat Mezarlığına uzak yerlerden getirilmişlerdir. Bu taşlara toplumun mimarisi de yansımıştır. Özellikle Selçukluların çok sık mimari de uyguladığı ince ve sık işlenmiş dekoratif motifler burada kullanılmıştır. Bazı örneklerde ise kaba motifler, gölge ışık oyunları ile daha da görkemli bir durma gelmişlerdir. Bazı taşlarda geometrik motifler, bazılarında da bitkisel motiflere yer verilmiştir. Çoğu kez de, aynı mezar taşında her ikisi birlikte kullanılmıştır. Selçuklu mimari yapılarında görülen mihraplar, mukarnaslar, rozetler, yıldız, fırfır motifleri bu mezarlarda çok sık görülmektedir. Ayrıca stilize hayvan, bitki,yazı şekilleri, mimari alınlıklar da onları tamamlamıştır.

Ahlat’taki Meydanlık Mezarlığı, Malazgirt Savaşı’nda şehit düşenler için hazırlanmış bir mezarlıktır. Buradaki mezar taşlarında palmet, lotüs, rumi, rozet, geometrik geçmeler, laleler, saç örgüleri çeşitli bordür süslemeleri karşımıza çıkmaktadır. Buradaki mezar taşlarını ön ve arka yüzlerinde, yan cephelerinde, birbirlerinden farklı ayrı motifler işlenmiştir.

Bu mezar taşların yükseklikleri ise ölenin sosyal konumu dikkate alınarak yapılmıştır.Bundan ötürü de bazılarının boyları 1 m.den 4-5 m’ye kadar ulaşmaktadır. Bu taşlar üzerinde sanatçıların ve hattatların isimleri,imzaları bulunmaktadır.

Ahlat mezar taşlarında stilize edilmiş ejder motifleri de görülmektedir. Bunların çoğu lahit şahideli ve sanduka şeklinde mezarlardır.Bazı örnekler oda şeklinde olup toprağın altında kalmış olup çou günümüzde bilinmemektedir.

Ahlat Mezar taşlarının bir özelliği de Ahlat tarihinin karmaşık oluşu ve değişik kültürlerin burada yaşamasından kaynaklanmaktadır. Orta Çağın önemli bir kültür merkezi olan Ahlat, bir çok sanatkar,kadı ve bilim adamını yetiştirmiştir. Günümüze gelen mezar taşlarının çoğu da onlara aittir.

Ahlat mezar taşları üç ana gurupta toplanmaktadırlar:
Çatma lahitler:
Çatma lahitler gri tüften kesilmiş iki uzun levhanın, üst kenarlarda bir açı meydana getirecek biçimde birbirleriyle bağlanmasıyla meydana gelmektedir. Bu lahitlerde baş ve ayak uçları üçgen biçimli boşlukların önüne konulan küçük taş bloklardan meydana gelmiştir. Üzerlerine kufi yazılar yazılmış örnekleri bulunmaktadır.

Şahidesiz prizmatik sandukalar:
Müslüman toplumların yaygın biçimde kullandıkları bu tür mezarlar Ahlat’ta iki gurupta kullanılmıştır.Bunlar yekpare gövdeli basit sandukalar ve gövdeli, kapaklı sandukalar olmak üzere iki gurupta toplanabilmektedir.

Yekpare gövdeli basit sandukalar kaidesiz veya alçak, ensiz birkaç basamaklı bir kaide ile birlikte aynı taştan kesilmişlerdir. Çoğunluklu da yekpare bir kitle oluşturmaktadırlar. Bunlarda iki yanlarda ki yüzeylere kufi yazı ile ölünün kimliği ile ayetler yazılmıştır.
Gövdeli ve kapaklı sandukalarda ise sandık biçimindedirler. İçi boş bir gövde ile bunun üzerini örten beş kenarlı prizma biçiminde bir kapaktan oluşmuşlardır. Bunların üzerine de ölünün kimliği ile Kur’an dan alınma ayetler yazılıdır.

Şahideli Mezar taşları:
Şahideli mezarlar değişik örnekler ortaya koymaktadır. Bazılarında yalnızca baş taşı, bazen de hem baş hem ayak taşı olan örneklerdir. Ahlat mezar taşlarında bu tip mezar taşları çoğunluktadır.

Ahlat mezar taşları kırımızı tüf taşından yapılmışlardır. Ayrıca sandukalar silindirik, sütun biçiminde ve üç parçadan oluşmuş üzeri açık örneklerdir. Bunun yanı sıra tekne biçiminde ve dikdörtgen prizma biçiminde yekpare taştan oyularak yapılmış örnekler de bulunmaktadır.



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol